Bir hafta önceden hazırlanmaya başladığımız Niğde Aladağlar Emler zirve tırmanışı faaliyeti için son hazırlıkları da bitirdikten sonra 19 Eylül Cumartesi günü sabah saat 08:00 de Aksaray’a hareket eden otobüsle yolculuğumuza başladık. Bayram dolayısıyla Ankara’dan Niğde’ye direk otobüs bulamadığımız için Aksaray aktarmalı Niğde’ye saat 13:10 sularında vardık. Niğde terminalinden kalkan servislerle Niğde eski garajına geçtik ve oradan da Çamardı otobüsüne binerek saat 15:30 sularında Çukurbağ köyüne 1 km uzaklıktaki Demirkazık Köyü sapağında otobüsten indik.
Yaklaşık 15 dakikalık hazırlanmadan sonra Demirkazık köyü sapağından yaklaşık 1 saat yürüyerek Dağ ve Kayak evine ulaştık. Dağ evinde verdiğimiz ufak molanın ardından, Dağ evinin yanında Aladağlar silsilesine doğru yükselen toprak yola girerek ilk kamp yeri olarak planladığımız Sokullu Pınarı’na (2200m) doğru yükselmeye başladık. Toplan 3 saat yürüyüşten sonra saat 19:00 civarları Sokullu Pınarı’na ulaştık ve kampımızı kurduk. Hava durumunun söylediğinin aksine hava sıcak ve çok güzeldi. Bizde bu havadan yararlanıp gece yıldızların altında bivak yaptık.
20 Eylül günü sabah erkenden kalkıp ve kahvaltı amacıyla bir şeyler yedikten sonra saat 06:45 gibi kamptan ayrıldık. Bizim bulunduğumuz irtifada hava gayet iyiydi ancak kafamızı biraz yukarı kaldırdığımızda Dağın üst kısmının sis içinde olduğunu fark ettik. Kampın kuzey doğusunda bulunan Karayalak Vadisi’ne doğru yöneldik. Karayalak Vadisi’ne girdikten bir süre sonra “Kapı”(2500m) olarak bilinen devasa kaya’yı gördük ve ona doğru yöneldik. Kapı’nın altına geldiğimizde ufak bir mola verdik ve daha sonra Kapı’nın yanından yükselmeye devam ettik. Kapı’yı geçtikten sonra bizi bir patika karşıladı. Patikayı takip ederek 400m yükseldiktan sonra sola doğru devam eden patikadan ayrılıp, sağ taraftaki Eznevit Tepesi’nin dik ve yüksek duvarlarının altından iri kayaların bulunduğu çarşağa girdik. Bu uzun ve yorucu çarşağı tırmanarak 3200m rakıma geldiğimizde sol tarafta Emler Tepesinin bir bölümünü ve sağ tarafta Kızılkaya Kulelerini gördük. Orada gördüğümüz düz vadi üzerinde bağımsız bir şekilde duran irice bir kayanın altında mola verdik. Tırmanışın verdiği yorgunlukla tempomuz baya düştü. Düşük tempoyla 300m aşağıda bıraktığımız patikanın devamı olan yola doğru yavaş yavaş yürüdük. Patikada biraz yükseldikten sonra bir toplanma molası daha verdik. Bu uzun moladan sonra sis iyice bize doğru yaklaşmıştı. Bizde yorgun vücutlarımızı kaldırıp Kızılkaya Kuleleri ve Emler tepesi arasındaki patikayı takip ederek Çelikbuyduran B’oğazına saat 14:00 sularında geldik.
Çelikbuyduran da bulunan su kaynağından sularımızı doldurduktan sonra su kaynağı yakınlarına çadırlarımızı kurduk. Biz çadırları kurarken sis iyice bastırdı ve görüş mesafesini 10m ye kadar düşürdü. Sisle birlikte soğuyan havayla başlayan kar yağışı kısa sürede hızlandı ve bizi çadırlara hapsetti.
Geceyi orada geçirdikten sonra sabah güneşin ilk ışıklarıyla zirve yapma heyecanıyla uyandık fakat sabah bizi daha da yoğunlaşmış sis tabakası ve hala yağmaya devam eden yaklaşık 5-6cm kalınlığında bir kar karşıladı. Havanın tırmanmaya elverişli olmadığına karar vererek yavaş yavaş dönüş hazırlıklarına başladık. Saat 09:30 gibi tüm kampı toplayarak dönüş yoluna başladık. Çıkarken girdiğimiz uzun çarşağın inişte tehlikeli olacağını düşündüğümüz için eşeklerin kullandı toprak patikayı takip ederek irtifa kaybetmeye başladık. Bu patika bizi Kapı’ya kadar indirdi. Kapı’yı geçtikten sonra çıkarken kullandığımız yolu takip ederek ilk kamp yerimiz olan Sokullu Pınarı’na saat 13:00 civarı geldik.
Zirve yapamamanın verdiği hüzün ve faaliyetin yorgunluğuyla yavaş yavaş kampımızı kurduk. Aşağıdaki hava yukarıdaki kadar kötü değildi, sis yoktu ama aralıklarla devam eden karla karışık yağmur vardı. Akşama kadar kamp yerinde vakit geçirdik. Yerli ve yabancı dağcılarla muhabbet ettik ve sonunda akşamı ettik. Gece de erkenden yattık.
Salı sabahı Güneş doğmadan uyandık ve hazırlanmaya başladık. Sabah saat 07:30da Dağ evinden geçen otobüsü yakalamak için güneşin ilk ışıklarıyla yola çıktık. Saat 07:20 gibi Dağ evine vardık fakat bize söylendiği gibi otobüs saat 07:30da gelmedi. Yaklaşık 1 saat bekledikten sonra otobüs saat 08:30 civarında geldi. Bu otobüsle birlikte artık faaliyetimiz bitmişti. Niğdeye geldiğimiz yolu kullanarak tekrar Aksaray üzerinden Ankara saat 22:00 civarında vardık.
Sercan Aksoy
